Türk Hukukunda Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen fatura, ticari işlerde en çok kullanılan belgelerden biridir. Fatura, bir yandan vergi mükelleflerinin kayıtlarının belgelendirilmesine ve diğer taraftan fatura düzenlenmesinin sebebi olan akdi ilişkinin icrasının belgelendirilmesine yarayan bir önemli bir belgedir.
Türk Ticaret Kanunu 21. Maddeye göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.”
Fatura düzenleyen tacirin bu karineden yararlanabilmesi için, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmalı, tarafların arasında geçerli bir borç ilişkisi, bir sözleşme olmalı, faturanın şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş ve içeriğinin doğru olması ve bu düzenleyenin yasal defterlerine kaydının yapılmış olması gerekmektedir
İrsaliye, faturalı satışlarda malın teslimi açısında önem arz eder. İrsaliyeyi malı teslim alan kişinin bizzat sorumlu kişi veya sigortalı çalışan olması, adı soyadı ile T.C. kimlik numarasının açık olarak yazılarak imzalanması gerekmektedir. Eğer satılan mal araç ile teslim ediliyorsa araç plakası ve şoför adının da ayrıca yazılması gerekir. Fatura, mutlaka karşı tarafa teslim edilmeli ve bir nüshasının verildiğine dair imza mutlaka alınmalı yada fatura iadeli taahhütlü olarak karşı tarafa posta yolu ile gönderilmeli ve gönderme belgesi saklanmalıdır.
Yüce Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre Türk Ticaret Kanunu’nun 23/2. maddesi hükmü gereği; faturayı alan kimsenin, faturayı aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde içeriği hakkında itirazda bulunmaması sonucu fatura içeriğini kabul etmiş sayılabilmesi için, faturanın, taraflar arasındaki yazılı sözleşme şartını değiştirecek içerikte olmaması gerekmektedir. Ancak, taraflar arasında bir yazılı sözleşme yoksa fatura içeriğine sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması halinde fatura bir yazılı delil niteliği kazanmış ve karşı tarafın susması sonucu olarak da sözlü sözleşmenin koşulunun değiştirilmesi hususunda taraf iradeleri birleşmiş olduğu kabul edilir.
Faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmaması halinde fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağına ilişkin karine, faturaya yazılı delil niteliği tanımaktadır.
Faturalı alacak borçlu tarafından ödenmez ise, faturaya dayalı olarak alacak davası açarak veya faturaya dayalı ilamsız icra takibi açılarak faturanın tahsili yoluna gidilebilir.