Hukuk, genel olarak kamu hukuku ve özel olarak iki temel alana ayrılmaktadır. Kara Avrupası ülkelerinde kullanılan bu ayrımın belirlenmesinde esas alınan bir takım ölçütler bulunmaktadır. Örneğin, bir hukuki ilişkinin tarafları eşit durumda ise özel hukuk ilişkisinden bahsedilir. Eğer taraflardan biri diğerine göre daha üstün durumda ise ve kamu gücünü temsil ediyorsa bu durumda kamu hukukundan söz edilir. Benzer şekilde, bir kural ihlalinde toplumun çıkarı söz konusu olursa kamu hukukundan, bireyin çıkarı söz konusu olursa özel hukuktan bahsedilir.
Kamu hukuku – özel hukuk ayrımı çerçevesinde, başlıca kamu hukuku dalları şunlardır:
- Anayasa Hukuku
- İdare Hukuku
- Ceza Hukuku
- Yargılama Hukuku
- Usul Hukuku
- Ceza Usul Hukuku
- İdari Usul Hukuku
- Devletler Hukuku
- Mali Hukuk
- İcra İflas Hukuku
Kamu hukukunun önemli alanlarından biri olan ceza hukuku, toplumun düzenini bozan davranışların cezalandırılmasına ilişkin kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Yine yargılama hukuku içerisinde yer alan ceza usul hukuku ise ceza hukuku alanında doğan uyuşmazlıklarda uygulanacak usulleri gösterir.
Ceza hukuku, genel ve özel ceza hukuku olarak kendi içinde ayrılır. Genel ceza hukukunun konusu, suç kavramının maddi ve manevi unsurları, ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, ceza kavramının tanımı, suçu ve cezayı azaltan ya da ortadan kaldıran nedenler olarak sayılabilir.
Özel ceza hukuku ise ülkenin kanunlarına göre suç sayılan eylemlerin neler olduğu, bunların kapsam ve sınırları, birbirlerinden ayrılan yönleri ile bu suçlara öngörülen cezalardır.
Ceza kanununun amacı nedir?
Ceza kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak ve suç işlenmesini önlemektir. İşte bu amaçla, kanunda ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir. Yürürlükteki Türk Ceza Kanunu, 26 Eylül 2004 tarihinde kabul edilmiş ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 5237 sayılı kanundur.
“Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi”nden ne anlamak gerekir?
Ceza hukukunun temel ilkelerindendir. Buna göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Aynı şekilde, kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Ceza kanunlarını bilmemek kişiyi cezai sorumluluktan kurtarır mı?
Ceza kanunlarını bilememek mazeret kabul edilmez. Sadece sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse, cezaen sorumlu olmaz.
Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan gürürlüğe Giren kanunun hükümlerinin farklı olması durumunda ne olur?
İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır.
Türkiye’de işlenen bir suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmişse durum ne olur?
Kural olarak, Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de işlenmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır. Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye’de yeniden yargılanır.
Kast ve taksir kavramlarından ne anlamak gerekir?
Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmedir. Taksir ise dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımından belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Örneğin, bir düğünde elindeki silahla sağa sola ateş açarak birini vuran kişinin eyleminde “kast” unsuru vardır. Ancak sirkte bıçak atma gösterisi sırasında gösteriyi yapanın attığı bıçaklardan birinin mankeni yaralamasında “taksir” bulunur. Taksirde, sonuç öngörülmekte ancak sonucun gerçekleşmesi istenmemektir.