Aktif veya pasif ötanazi olmak üzere ikiye ayrılan ötanazi, hastasına acıma veya hastanın veya yakınlarının ricası ile hastanın hayatına hekim tarafından son verilmesi olarak tanımlanabilir.
Öldürücü bir ilacın vücuda verilmesi veya takılı olan serumun çıkarılması veya hayat destek ünitelerinin kapatılması aktif ötanazidir. Pasif ötanazi ise bilinçli olarak hastanın yaşaması için verilmesi gereken ilacın verilmemesi veya takılması gereken serumun takılmamasıdır. Pasif ötanazi genelde birçok ülkede farklı koşullar altında yasalken, aktif ötanazi çoğu ülkede yasaktır.
Her iki halde de hekim açısından kasıtlı bir hareket söz konusudur. Hekim burada bilerek veya isteyerek hastanın ölümüne sebebiyet vermektedir.
Ötanazi başlığı altında işlenen bir başka konu da hekim destekli intihardır (physician assisted suicide). Hekim destekli intiharda, ne tam olarak aktif ne de tam olarak pasif ötanazi söz konusu değildir. Hekim destekli intiharda, kişinin isteği üzerine hekim kişinin kendisini öldürebilmesini mümkün kılacak ortamı hazırlamaktadır.
Ötanaziyi Türk Hukukunda tanınmamıştır. Bu sebeple ötanazi yapan hekim çoğu zaman tasarlayarak adam öldürmeden de sorumlu olacaktır. Bir yakınını öldürmüşse bu sebeple ağırlatıcı sebep ile birlikte sorumluluğu daha da ağır olacaktır.