Temel bir insan hakkı olan kişisel verilerin korunması hakkı, özel hayatın gizliliği ile doğrudan ilişkilidir. Üçüncü kişilerin eline geçmesinde sakınca bulunan bu verilerin korunması gerekliliği, hem kamu kurumlarını hem de özel kurumları ilgilendirmektedir. Bu sebeple, kişisel verilerin korunması konusu ilk olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda 135 ve 140. maddeler arasında düzenlenmiştir. Sonrasında Anayasada 2010 yılında yapılan değişiklikle kişisel verilerin korunması anayasal güvence altına alınmıştır. 7 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bu kapsamdaki temel düzenleme olmuştur.
KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu), verisi bulunan ilgili kişiye ve kişinin verisinden sorumlu olan ve veriyi işleyen gerçek veya tüzel kişilere bazı haklar vermektedir veya yaptırımlar öngörmektedir.