Herhangi bir şekilde biçim kazandırılarak ifade edilmiş olan fikirlere fikir ürünü denir. Sanat eserleri ile birlikte fikir ürünlerinin de korunması amacıyla geliştirilen hukuk dalı ise fikir ve sanat eserleri hukuku olarak adlandırılır. Özellikle fikir ürünlerinin korunması gerektiği 18. Asırdan bu yana bilinir. O dönemde dahi bu tür ürünlerin ve eserlerin devlet tarafından koruma altında alınması gerektiği net bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Fikir ve sanat eseri sahiplerinin mağduriyet yaşamaması için bu hukuk kuralları devreye girer.
Fikir ürünleri biçim kazanma şekillerine bağlı olarak eserler, icatlar, endüstriyel tasarımlar, markalar, entegre devre topografyaları, ticari unvanlar, coğrafi işaretler, işletme isimleri, internet alan adları olarak sıralanabilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çünkü fikir ve sanat eserleri hukuku sadece bunları kapsamaz. Örneğin bilgisayar yazılımları da bu hukuk kuralları kapsamında değerlendirilir. Çünkü yasalar karşısında bilgisayar yazılımları da bir sanat veya fikir eseridir.
Fikir ürünlerinin yasalar çerçevesine alınarak korunması fikir üzerindeki haklar ya da fikri haklar olarak tabir edilir. Bu haklar fikir ya da sanat eserinin sahibine aittir. Bilim, edebiyat veya sanat eserleri ile ilgili olan haklar “eser sahibi hakları” olarak adlandırılır. Endüstriyel tasarımlar, markalar ya da coğrafi işaretler gibi konularda ortaya çıkan haklar da “sınai haklar” olarak adlandırılır. Eserleri yorumlayan kişiler ya da çeşitli kayıtlar yapan yapımcılar gibi konularda doğan haklar ise “eser sahibinin hakları ile bağlantılı haklar” olarak adlandırılır.